GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE PARTİ SÖZCÜSÜ FAİK ÖZTRAK’IN BASIN TOPLANTISI (09 MAYIS 2019)
GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE PARTİ SÖZCÜSÜ FAİK ÖZTRAK’IN BASIN TOPLANTISI (09 MAYIS 2019)CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, bugün CHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: Mahalli İdare Seçi
GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE PARTİ SÖZCÜSÜ FAİK ÖZTRAK’IN BASIN TOPLANTISI (09 MAYIS 2019)
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, bugün CHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:
Mahalli İdare Seçimlerinden 36 gün sonra, 6 Mayıs’ta, Yüksek Seçim Kurulu seçmen iradesini yok sayarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasını geri aldı. Bir hukuk cinayeti işlendi. 6 Mayıs 2019 ülkemizin demokrasi tarihine kara bir gün olarak geçti. 6 Mayıs’ta sandığa ve hukuka yapılan darbe ve öncesinde yaşanan belirsizlik sürecinin ekonomimize de önemli yansımaları oldu.
ÜLKENİN UFKUNU KARARTTI
Kriz nedeniyle zaten ürkmüş olan yatırımcı ve tüketicilerin ufku, seçim sürecinin uzamasıyla daha da karardı. İktidarın krizle mücadele konusundaki isteksizliğinin devam edeceği ve seçim ekonomisinin süreceği beklentileri arttı. Seçimle gelenin seçimle gitmemekte direnmesi, Türkiye’de demokrasinin kalitesi ve hukuk devletinin varlığı konusunda yatırımcıların endişesini daha da arttırdı.
CHP EKONOMİ MASASI, SANDIK DARBESİNİN FATURASINI ORTAYA KOYDU
Üst üste yapılan hatalar nedeniyle ekonomideki tablonun giderek kötüleştiğini görüyoruz. CHP’nin Ekonomi Masası olarak, seçim sonrasında ekonomide yaşanan sıkıntıları ve İstanbul seçimleriyle ilgili yapılan sandık darbesinin ekonomiye maliyetlerine dair ilk bulguları arkadaşlarımızla beraber inceledik. Masamızın üyesi olan Sn. Akif Hamzaçebi, Sn. Abdüllatif Şener, Sn. Orhan Sarıbal, Sn. Fethi Açıkel, Sn. Veli Ağbaba, Sn. Aykut Erdoğdu, Sn. Çetin Osman Budak, Sn. Enis Berberoğlu, Sn. Lale Karabıyık ve Sn. Bülent Kuşoğlu’nun katılımıyla dün yaptığımız toplantıda önemli tespitlerde bulunduk. Şimdi bu tespitlerimizi sizlerle paylaşmak istiyorum:
POLİTİKA FAİZİ RAFA KALKTI, EKONOMİ YÖNETİLEMEZ HAL GELİYOR
1 Nisan’dan bugüne kadar; TL dolar karşısında yüzde 11,2 değer kaybetti. Dolar kuru 5 Lira 49 kuruştan, bu hesapları yaptığımızda 6 Lira 18 kuruşa yükselmişti. Ama şu an itibariyle dolar kuru ben buraya inerken baktığımda 6 lira 22 kuruşu geçmişti. Bakınız Merkez Bankası politika faizini belirleyen ihaleleri iptal etti. Yani yine Merkez Bankasının politika faizi rafa kalktı. Şimdi ya parayı gecelikten verecek yüzde 25 küsur faizle ya da geç likidite penceresinden verecek yüzde 27 faizle. Yani yüzde 24 politika faizi artık yok. Yeniden o belirsizlik ortamına geri döndük. İşte bu yapılanların maliyeti yavaş yavaş ortaya çıkıyor. İş yönetilemez halde gidiyor.
HAZİNE’NİN BORÇLANMA MALİYETLERİ ARTACAK
1 Nisan’dan bugüne kadar Türk Lirasının dolar karşısında yüzde 11,2 değer kaybettiğini. Bu zaman diliminde bu değer kaybıyla Türk Lirası bize benzeyen ekonomilerin milli paraları içinde en fazla değer kaybeden para birimi oldu. İki yıllık gösterge tahvilin faizi yüzde 21’den yüzde 25,2’ye sıçradı. Türkiye’nin borcunu ödeyememe risk primi (CDS) dediğimiz yüzde 21 artarak 392’den 475’e sıçradı. Bu neyi gösteriyor? Hazine’nin borcunu geri ödemesi konusundaki risk algısı arttı. Yani bundan sonra Hazine daha yüksek faizle daha kısa vadeli borç verme talepleriyle karşı karşıya kalacak. Tek cümleyle hazinenin yurtdışından borçlanma maliyetleri artacak.
FATURA MİLLETİN SIRTINA BİNECEK
Tabi bu gelişmelerin şirketlerimiz, çalışanlarımız ve milletimiz üzerinde büyük bir yükü var. Öncelikle, TL’nin değer kaybı pahalılığı daha da azdıracak, vatandaşın mutfağındaki yangın büyüyecek. Birinci tespitimiz bu. Hazine’nin yılın geri kalanında yapacağı iç borç servisi 105 milyar TL. Faizlerdeki her bir puanlık artış bu borcun yenilenmesinde 1,1 milyar TL ilave yük getiriyor, yeni borçlanmalarda faiz yükü getiriyor. Bu faiz yükü 82 milyon vatandaşımızın sırtına sadece bütçede artan faiz ödemeleri olarak yüklenmeyecek. Faizler bugünkü seviyesinde kalırsa bu 4 puanlık artışla ilave gelen bütçenin faizlerine gelecek olan ilave yük 4,5 milyar Türk lirası. Ama iş burada durmuyor bunun arkasından faizlerin artması nedeniyle işsizlik, pahalılık ve yoksulluk olarak da bunun faturası milletimizin sırtına binecek.
SANDIK DARBESİNİN ŞİRKETLERE FATURASI: 165 MİLYAR TL
Reel sektörün net 197 milyar dolar döviz açık pozisyonu var yani bir başka ifadeyle döviz cinsinden net bu kadar borcu var. Bu borç nedeniyle, bu son 39 günde seçim belirsizliği ve arkadan gelen sandık darbesi sonucunda dolar kurunda meydana gelen 69 kuruşluk artış, şirketlerin bilançosuna 136 milyar TL’lik ek zarar olarak yansıyacak, kur farkı zararı olarak yansıdı. Borsa İstanbul, 1 Nisan’dan bu yana yüzde 4,1 oranında değer kaybetti. Şirketlerin piyasa değeri 29 milyar TL düştü. Kurdaki artışın meydana getirdiği kur farkı zararı, bunun üstüne birde borsadaki değer düşüşünü eklediğimiz zaman şu seçim belirsizliği hadisesi ve arkadan gelen sandık darbesinin şirketler kesimine maliyeti toplam 165 milyar Türk Lirası. Bu orada mı kalacak? Hayır arkadaşlar. Bu vatandaşa zam, işten çıkarmalar, şirket kapatmalar aracılığıyla işsizlik şeklinde ve sonuç olarak da yoksulluk şeklinde geri dönecek.
DIŞ BORÇTAN GELEN YÜK 307 MİLYAR TL
Dolayısıyla sandık darbesi, sadece biraz önce söylediğim gibi Hazine’nin sırtına değil, sadece şirketlerin sırtına değil, milletimizin sırtına da büyük yükler yükleyecektir. Mesela Türkiye’nin dış borcu1 Nisan’da 2 triyon 442 milyardı. Şimdi bu kurdaki artış neticesinde 2 trilyon 749 milyar TL’ye çıktı. Yani şu anda tüm vatandaşlarımızın üstüne binen dış borçtan gelen ilave yük 307 milyar TL.
ASGARİ ÜCRET 39 GÜNDE 41 DOLAR ERİDİ
Milletin bir yandan borcu bu şekilde artarken geliri de eridi: 1 Nisan’da 368 dolar olan asgari ücret bugün 327 dolara düştü. Asgari ücret, son 39 gün içinde 41 dolar gerilemiş oldu. TL’deki değer kaybının neden olduğu milli gelir azalışı 91 milyar dolar. Kişi başına vurursak 1.098 dolar.
İLK ORUCU KUL HAKKI YİYEREK AÇTILAR
6 Mayıs darbesi sadece Ekrem İmamoğlu’nu, sadece İstanbulluları, sadece Millet İttifakı’nı değil; 82 milyon yurttaşımızı mağdur etti. 82 milyon yurttaşımızın cüzdanına, aşına, işine, hasılı milletimizin refahına darbe vurdu. Tek bir kişinin istek ve arzusu için, mübarek Ramazan ayında, 82 milyonun hakkı yendi. Darbeciler, Ramazan’ın ilk orucunu kul hakkı yiyerek açtılar.
BEKLEYECEK TAKAT KALMADI, TENCERE BOŞ
Yurttaşlarımızın, ekonomiyle ilgili olarak artık bekleyecek takati kalmadı. Tencere boş, milletimiz seçim değil geçim peşinde. Hal böyleyken, iş dünyasının yükselen şikâyet ve feryatlarına, AK Parti Genel Başkanı “Haddini bil” diye cevap veriyor. Yani şikayet eden vatandaşa, zor durumdayız diyen vatandaşa ayar vermeye kalkıyor.
IMF KAPISINDAKİ ARJANTİN’LE YARIŞIYORUZ
Anlaşılan AK Parti Genel Başkanı, üzerinden bir yıl bile geçmediği halde millete vermiş olduğu sözleri unutmuş. Erdoğan, 24 Haziran seçimlerinden önce, “Verin şu kardeşinize yetkiyi, faizle, dolarla şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz” diyordu. Evet! Nasıl uğraşıldığını hepimiz görüyoruz. Faiz de, döviz de aldı başını gitti. Kendi ligimizde faizi en çok artan, milli parası en çok değer yitiren ekonomilerin başında geliyoruz. IMF kapısındaki Arjantin’le yarışıyoruz.
VATANDAŞA AYAR VERMEYE KALKIYORLAR
Millete verdiğin sözleri unutacaksın, ekonomiyi yangın yerine çevireceksin, millet şikâyet etmeye başlayınca da haddini bildirmeye kalkacaksın. Milleti unuttular. Saraylarında keyif sürerken milletin sesi yükseldiğinde millet feryat etmeye başladığında hemen rahatsız oluyorlar. Kendilerini oralara kimin oturttuğunu artık hatırlamıyorlar. Vatandaşa ayar vermeye kalkıyorlar. İşte ekonomide tüketicinin güvenini yok eden bir diğer husus da bu vatandaşın azar yemesi.
HİÇ BİR EKONOMİK PROGRAM BU ŞARTLARDA BAŞARILI OLAMAZ
Bir ekonomik programın başarısı, tüm toplumsal kesimlerle istişare ederek elde edilecek bir uzlaşmaya dayanmasına bağlıdır. Eğer bir uzlaşmaya dayanmıyorsa, milleti ve tüm toplum kesimlerini bir hedef etrafında birleştirmiyorsanız, bir büyük uzlaşmayı ekonomiyle ilgili olarak meydana getiremiyorsanız, onun yerine toplumu azarlayan bir şekilde ekonomiyi yönetmeye kalkıyorsanız, hiçbir ekonomik program bu şartlarda başarılı olamaz.
Ama bu iktidarın zaten ekonomik program hazırlama, toplumu ikna etme gibi bir gayreti de ortada yok. Akıllarında varsa yoksa İstanbul ve İstanbul’un rantı. “Derdime çare” diyene basıyorlar fırçayı.
VATANDAŞIN DERDİ UMURLARINDA DEĞİL
Enflasyon yüzde 20 olmuş, gıda fiyatları rekorlar kırıyormuş, dünyada en yüksek enflasyona sahip sekizinci ekonomiymişiz, umurlarında bile değil. Son bir yılda 872 bin yurttaşımız işten atılmış, işsiz sayısı 8 milyon 344 bine ulaşmış. Bu sayı dünyadaki 95 ülkenin nüfusundan daha fazlaymış, ne gam. Yoksulluktan millet artık böbreğini satışa çıkarıyormuş, vatandaş her gece evinin, arazisinin tapusunu arabasının, traktörünün ruhsatını bankalara kaptırmanın kabusunu görüyormuş, aldırmıyorlar bile.
MİLLET GEÇİM DERDİNDE, BUNLAR SAHTE SEÇİM DERDİNDE
Anlaşılan Damat Bakan da kayınpederine bu tabloyu açıkça anlatmıyor. Zaten vatandaşın durumunu anlatacak, tedbir önerecek liyakatli kadroları da darmadağınık ettiler. Teşhis yok, tedbir yok, niyet yok, kararlılık hiç yok. Akıllarında varsa yoksa İstanbullunun sandıkta Ekrem İmamoğlu’na verdiği koltuğa yapışıp kalmak var, kaptırdıkları bu koltuğu masada geri almak var. Millet geçim derdinde, bunlar sahte seçim derdinde. Biz milletimize bu gerçekleri anlatmaya devam edeceğiz. Milletimizin dertlerine derman olmaya çalışacağız. Demokratik mücadelemizi artan azim ve kararlıkla sürdüreceğiz. 23 Haziran’da İstanbul’da daha büyük bir zafer kazanacağız. Sandıkta milletin verdiği yetkinin masa başında kumpasla, hukuk cinayetiyle gasp edilmesine asla izin vermeyeceğiz. Milletimiz ve İstanbullular müsterih olsun aradığımız huzura kavuşmak için hep beraber elimizden geleni yapacağız. Her şey çok güzel olacak.
İMAMOĞLU’NA YAPILAN BAĞIŞLAR
Sorularınızı almadan önce bir şeyi belirtmek istiyorum. Bende önce burada yapılan bir basın toplantısında bu hesaplarla ilgili bilgi verilmişti. Ben bir ilave bilgi vereyim, bazı bankalar bu gönderilen bağışlarla ilgili olarak alıcı kısmına Sayın Ekrem İmamoğlu’nun ismi yazıldığı için bunu geri iade ediyorlarmış. Hesaplar tabi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezine ait olduğundan oraya alıcı ismi olarak Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi yazılırsa bu tür sıkıntılar önlenmiş olacak. Bu açıklamayı da burada yapmış olayım.
Soru- Efendim CHP’nin seçim stratejiyle ilgili biraz bilgi almak istiyoruz özellikle İstanbul’da yapılacak çalışmalarla ilgili, mahalle mahalle ekip oluşturulduğu yönünde bilgiler vardı. Nasıl çalışacak CHP İstanbul’da?
Faik ÖZTRAK- Yavaş yavaş görüyorsunuz bugün Sayın Kuşoğlu seçim stratejimizin önemli bir ayağını oluşturan, geniş kitlelerin katılımını öngören ve Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Sayın İmamoğlu’nun kampanyasında herkesin bir miktar tuzu olmasına imkan veren bir bağış kampanyasını açıkladı. Bundan sonrada kampanyalarla ilgili açıklamalar yapılacak. İzin verirseniz ben bugün burada bu ekonomiyle ilgili açıklamayla yetineyim. Bunun pek dışına çıkmak istemiyorum.
Soru- Efendim Sayın Bahçeli’nin Kılıçdaroğlu hakkında sert söylemleri olmuştu. Onun üzerine de Sayın Özkoç da “Bahçeli yok hükmündedir” demişti bir basın toplantısında. Şimdi tekrar MHP kanadından açıklamalar geldi. Kendi ifadeleriyle efendim, “Kemal Kılıçdaroğlu’na her seferinde dersini veren, CHP’nin canına ot tıkayan Devlet Bahçeli’dir. CHP’nin kirli planları bozulmuştur. Devlet Bahçeli Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP liderinin rüyalarına girmek” gibi ağır sert söylemlerle eleştirileri oldu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Faik ÖZTRAK- Kimin bu söylemler?
Soru- Semih Yalçın’ın yazılı açıklamasında. Bir de efendim dün YSK’nın Kemal Kılıçdaroğlu’nu kınadığını belirten bir açıklaması oldu. Onu da nasıl değerlendiriyorsunuz?
Faik ÖZTRAK- Şimdi izin verirseniz ben Semih Yalçın’ın açıklamalarına cevap vermeyim. Sadece şunu demekle yetineyim: Üslubu beyan aynıyla insandır. Ama diğer konuda bir şeyler söyleyeyim. Dün Devlet Bahçeli’nin bir dokunulmazlıkla ilgili açıklaması oldu. Şimdi bu açıklamanın ne olduğunu anlamadık. MHP grubunun lideri Devlet Bahçeli bizim bildiğimiz kadarıyla. Grubu var elinde, ortağı da var orada. Hodri meydan diyoruz. Dokunulmazlık kaldırılacakmış. Yapabiliyorlarsa yapsınlar, buyursunlar.
İkincisi, YSK’nın yapmış olduğu açıklama. YSK suçluların telaşı içindedir. İşlemiş oldukları hukuk cinayetinin üstünü örtmeye çalışıyorlar. Söyledik söylüyoruz demokrasiyi bitirmeye çalışanlara, hukukla demokrasi cellatlığına soyunanlara sessiz kalmayacağız. Haksızlık karşısında susmanın dilsiz şeytanlık olduğunun bilincindeyiz.
Son olarak şunu söyleyeyim, bütün bu telaşlar, bu ifadeler bir şeyi gösteriyor. Maddi temelden yoksun bir takım unsurlara dayanarak, bu seçim, keyfi bir biçimde iptal edilmiştir. Bu bütün milletimizin gözü önünde olmuştur. Bir laf vardır minareyi çalan kılıfını hazırlar diye. Bu sefer minareyi çalanlar kılıfını hazırlayamamışlardır. Her şey ortadadır. Yarattıkları mağduriyet ortadadır, milletimiz kendi iradesini gasp edenlerden bunun hesabını yine sandıkta soracaktır.
Soru- AK Parti, aslında çok tartışıldı aynı zarfta 4 oy pusulası var bir tanesi iptal edildi neden diye. AK Parti bununla ilgili bir klip hazırlamış tek tek nedenleri anlatılıyor. 123 sandıkta usulsüzlük vardı 40 bin oydu bu sadece belediye başkanlığı seçimini ilçeleri ya da belediye meclisini kapsamıyordu diye. Böyle bir klip hazırlamışlar. Bu klipi izlediniz mi ne düşünüyorsunuz bununla ilgili? Ya da CHP’nin de ne olduğuna dair böyle bir çalışması olacak mı?
Faik ÖZTRAK- Bu işin üstünü öyle kliplerle, broşürlerle falan örtemezler. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin gerek klibinde, gerek broşürlerinde altını çizerek söylediği usulsüzlükler, yolsuzluklar, şunlar, bunlar YSK’nın kararlarında pek ortada yok. Nereden bulmuşlar onları? Sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’nu değil, sadece CHP’yi değil, sadece CHP’yle İYİ Parti işbirliğinin oluşturduğu, ortaya çıkardığı Millet İşbirliği’ni değil, sadece sandıkta milletin yapmış olduğu, gerçekleştirmiş olduğu o büyük ittifakı değil, milletin tamamını mağdur etmişlerdir. Bugün bakın yarattıkları bu mağduriyet nedeniyle Merkez Bankası yeniden politika faizini rafa kaldırmıştır. Bakalım işler nereye kadar gidecektir hep beraber göreceğiz. Tencere boş arkadaşlar.
Soru- Efendim İstanbul seçimlerinde Kürt seçmenin çok önemli bir etkisi olmuştu 31 Mart’ta. Her ne kadar HDP CHP’ye destek verdiğini açıklasa da şimdi seçim kampanyasında önemli bir strateji oluşturulacak. AK Parti’nin bu anlamda çalışmalar yaptığını biliyoruz ama 2 Nisan’da Abdullah Öcalan’la görüşülmesi ve bunun 6 Nisan’da ortaya çıkmasını da bu kampanyanın bir parçası olarak mı değerlendirirsiniz? Genel olarak bu konuya da değerlendirmeniz ne olur?
Faik ÖZTRAK- Şimdi şunu söyleyeyim, burada çok büyük bir mağduriyet vardır. Hangi strateji izlenirse izlensin milletimiz şu anda Ekrem İmamoğlu’nun gasp edilen hakkını iade etmek için bilenmiştir, daha da bilenecektir. Ben söylüyorum, önümüzdeki 23 Haziran’da yapılacak olan seçimlerde, İstanbul’da İstanbullular tüm Türkiye’deki hemşerilerinin de desteğiyle, bu 100 yılın en önemli mağduriyetlerinden biri olan bu mağduriyeti ortadan kaldıracaklardır.
Teşekkür ediyorum.
Kaynak: chp.org.tr
HABERE YORUM KAT