Gamze Akkuş İlgezdi: Sağlıkta Dönüşüm Programı, Sağlıkta Çöküş Programına Dönüşmüştür

Gamze Akkuş İlgezdi: Sağlıkta Dönüşüm Programı, Sağlıkta Çöküş Programına Dönüşmüştür

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, “Türkiye bugün yönetilemiyor. Dümeni kilitlenmiş bir gemi misali hızla savruluyor. Görüyoruz ki kaptan çaresiz. Bugün gelinen noktada sağlıkta dönüşüm programı sağlıkta çöküş programına dönüşmüştür. Bu tamamen çökmüş bir sistemdir. Bıçağın kemiğe dayandığı, hastalıktan kıvranan sağlık sistemimizi bir an evvel, demokrat ve kapsayıcı yöntemlerle ayağa k

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, “Türkiye bugün yönetilemiyor. Dümeni kilitlenmiş bir gemi misali hızla savruluyor. Görüyoruz ki kaptan çaresiz. Bugün gelinen noktada sağlıkta dönüşüm programı sağlıkta çöküş programına dönüşmüştür. Bu tamamen çökmüş bir sistemdir. Bıçağın kemiğe dayandığı, hastalıktan kıvranan sağlık sistemimizi bir an evvel, demokrat ve kapsayıcı yöntemlerle ayağa kaldırmamız gerekiyor" dedi.

'CHP Sağlık Forumu: Sağlık Sistemine İlişkin Sorunlar ve Çözüm Önerileri Çalıştayı', CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılımı ile Ankara’da Yenimahalle Belediyesi Nazım Hikmet Kongre ve Sanat Merkezi’nde yapıldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, yaptığı açılış konuşmasında özetle şunları söyledi:

DOKTOR HASTA BAKMAYA, HASTA 'HASTA OLMAYA' KORKTU

Sağlık hizmetinin üretimini, finansmanını, sunumunu ve ulaşılabilirliğini katılımcı bir anlayışla değerlendirmek, mevcut sistemi sosyal adalet ve temel hak boyutlarıyla yeniden şekillendirmek adına CHP olarak Türkiye Sağlık Forumu’nu düzenliyoruz. İnsan sağlığının değersiz olduğu bu coğrafyada, hem toplumumuzun sağlığına hem de sağlık emekçilerimize sahip çıkmak temel görevlerimizdendir. Bir nefeslik soluğun en kıymetli hazineden daha değerli olduğunu net bir şekilde anladığımız pandemi döneminde; tek bir maskeye bile muhtaç olduğumuzu, yaşadığımız kayıplara verilen farklı ölüm raporlarını, yoğun bakım ünitelerinden hastane koridorlarına taşan canlarımızı unutmadık. Şiddete maruz kalarak kaybettiğimiz sağlıkçıları, emeklerinin karşılığının yalnızca alkışlarla ödenebileceği düşünülen emekçileri de unutmadık. Sağlık alanında yaşanan zorluklar her geçen gün artmakta. Sağlık hizmetlerinden hem hizmet alan hastalar hem hizmet veren hekimler memnun değil. Gelinen noktada görülüyor ki cezasızlığın sonucu; ‘doktor, şiddete uğrayacak mıyım’ diye hasta bakmaya; hasta ‘acaba ilaç alabilecek miyim’ diye hasta olmaya korktu bugün.

KAMUNUN ADINI YOK EDEN ZİHNİYETE KARŞI MÜCADELE VERİYORUZ

Bir toplumun kendi şifacılarına yönelik saldırı eğilimi normal görülemez. Bu iklimden hekimleri ve sağlık emekçilerini ucuz iş gücü olarak görüp sömüren, emeği değersizleştiren, hor gören iktidar zihniyeti sorumludur. Sağlığı ticarileştirenler, iç barışı zedeleyenlerdir, şiddeti besleyenlerdir. Hastayı mağdur eden, hekimleri ve sağlık emekçilerini değersizleştirenlerdir. Tüm sağlık meslek grupları adına sağlık çalışanlarını ayıran, ötekileştiren, değersizleştiren anlayışı, topyekûn reddediyoruz. Sağlık hizmeti baştan sona bir bütündür. Çünkü 20 yılda sağlık alanında, iğneden ipliğe her şeyi özelleştiren devlet kurumlarını şirkete çeviren, kamunun adını yok eden zihniyete karşı hep birlikte bugün mücadele veriyoruz. Dönüşüm diyerek makyajlı reformlarla sağlık hizmetini piyasanın eline devreden tüm kitleye mücadele ediyoruz.

‘HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK’ DEDİK, BU TESELLİ BİLE ÜCRETLİ

'Her şeyin başı sağlık' dedik. Bugün ödediğimiz katkı, katılım payları ile ne yazık ki bu teselli bile ücretli hale geldi. Performans, kalite, konfor denildi. Ama bu süslü sözlerle sağlık, sadece pahalı bir hizmete çevrildi. Sağlık, özel sigortaların teminat paketleri ile lüks tüketim kategorisine sokuldu bugün. Koruyucu tedavi yerine tamamlayıcı sigorta getirildi.

SAĞLIK SİSTEMİ KİLİTLENDİ

Muayene kuyrukları bitti mi? Elbette bitmedi. İş tedavi aşamasına geldiğinde hastalara aylar sonraya gün verildi, sağlık sistemi kilitlendi. Memleket hastanelerinden hasta teminatlı şehir hastanelerine geçildi, vatandaşın cebindeki para ile inşaat şirketlerinin kasaları beslendi. Böylece hastayı müşteri, hastaneyi ticarethane gören yeni bir sistem üretildi.

ÇÜRÜMÜŞ SİSTEMİN RESMİ

Sonuçta sosyal devlet kalıcı olarak tasfiye edilirken, atamalar yapılmadı, doktorlar yıpratıldı. Sağlık çalışanları haklarının budandığına şahit oldu. Yetmedi, meslek birlikleri dışlandı. Hiçbir önlem alınmadı. Sağlıkta şiddet tırmandı. Yurt dışına hekim göçleri yoğun bir şekilde başladı. Bu tamamen çürümüş sistemin resmidir.

KAPTAN ÇARESİZ

Türkiye bugün yönetilemiyor. Dümeni kilitlenmiş bir gemi misali hızla savruluyor. Görüyoruz ki kaptan çaresiz. Refahın azaldığını, ekonominin daraldığını görüyoruz. Çünkü devlet bir şirket gibi yönetiliyor. Aslında karşımızda duran tablo tam da sağlığın Osmangazi Köprüsü’dür. Hasta olandan 5 lira, olmayandan 10 lira.

SOSYAL DEVLET OLMAYINCA SAĞLIK DA OLMUYOR

Şu net ki Türkiye’de sosyal devlet 20 yıldır can çekişiyor ama bir nefes vereni yok. İnsan değil piyasadan yana olan sistem, hiçbir çözüm sunmuyor vatandaşa. Çaresiz bırakılan yurttaşlarımıza yardım eli uzatılmıyor. Çünkü sosyal devlet olmayınca sağlık da olmuyor. Sağlık alanı bu yükü taşıyamıyor. Yani Türkiye'de sağlık sistemi felç olmuş durumda.

TÜRKİYE, NÜFUSUNDAN FAZLA ACİL SERVİS BAŞVURUSU YAPILAN TEK ÜLKE

Bir başka önemli noktada acil servisler. Kamu hastanelerinde kısa sürede randevu alabilmek neredeyse imkansız. Hepimiz biliyor ve yaşıyoruz. Türkiye’de bu nedenle acil olmadığı halde, acil servislere başvuru çok fazla. Sadece Sağlık Bakanlığı hastanelerine 2017 yılında 101 milyondan fazla acil hasta başvurusu gerçekleşmiş. Bu toplam hasta oranının o yıla ait yüzde 28,4’ünü belirliyor. Türkiye, tüm dünyada nüfusundan fazla acil servis başvurusu yapılan tek ülke konumunda.

GERÇEK ÖLÜM SAYILARI İKİ KATTAN DAHA FAZLA

Ayrıca sağlık sistemi pandemide güçlü bir yanıt veremedi. Ne kadar saklasalar da 21 il yerel yönetim verilerine göre, bulaşıcı hastalık ölümleri 81 ilin verisine göre daha yüksek. Bu, gerçekleri gizlediklerinin en önemli kanıtı olarak net bir şekilde ortada. 21 ilin verileri, 81 ile oranlandığında gerçek ölüm sayılarının iki kattan daha fazla olduğu çok net görülüyor. Bakanlık rakamları doğru açıklamadı. Yaş, cinsiyet, il dağılımı açıklamadığı için şeffaflıktan uzak oldu. Bu sabah, Sağlık Bakanlığı sitesine baktığımda, hala 2020 yılının sağlık istatistiklerinin paylaşılmadığını gördüm. Yine tabloya baktığımızda burada da keyfe keder bırakılmış bir tablo görülüyor.

SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMI, SAĞLIKTA ÇÖKÜŞ PROGRAMINA DÖNÜŞTÜ

Bugün gelinen noktada sağlıkta dönüşüm programı sağlıkta çöküş programına dönüşmüştür. Bu tamamen çökmüş bir sistemdir. Bıçağın kemiğe dayandığı, hastalıktan kıvranan sağlık sistemimizi bir an evvel, demokrat ve kapsayıcı yöntemlerle ayağa kaldırmamız gerekiyor. İşte bu yüzden yeni bir sağlık sistemi için bilimin odağında beraberce politikalar geliştirmenin tam zamanıdır.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.