’futbolda Şike’ Davası Yeniden Görüldü
'Futbolda şike" davası, Yargıtay'ın usulden bozma kararının ardından yeniden görüldü. Duruşmada Trabzonspor vekilinin itirafçı beyanları olduğuna...
'Futbolda şike" davası, Yargıtay'ın usulden bozma kararının ardından yeniden görüldü. Duruşmada Trabzonspor vekilinin itirafçı beyanları olduğuna ilişkin sözlerine sinirlenen Yıldırım, "Aynı FETÖ'cüler gibi konuşuyor" diyerek tepki gösterdi. Yargıtay'ın bozma kararının uyulmasına karar veren mahkeme, Aziz Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 5 sanığın dosyasının ayrılmasına karar vererek duruşmayı 6 Kasım 2020 tarihine erteledi.
Yargıtay 5'inci Ceza Dairesi, "Futbolda şike" davasında, aralarında Fenerbahçe Spor Kulübü Eski Başkanı Aziz Yıldırım'ın da olduğu 36 sanık hakkında verilen beraat kararını usul eksikliği nedeniyle bozmuştu. Yargıtay'ın bozma ilanının ardından "futbolda şike" davasının ilk duruşması görüldü. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin duruşma salonunda görülen duruşmaya tutuksuz sanık Aziz Yıldırım, Fenerbahçe Eski Yöneticisi Şekip Mosturoğlu, İlhan Ekşioğlu, Ümit Karan ve Sivasspor Kulübü Başkanı Mecnun Otyakmaz'ın da aralarında bulunduğu 19 sanık ile avukatları katıldı. Duruşmada, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç da izleyici olarak yer aldı.
"Bu dava şike davası değildir"
15 Temmuz darbe girişiminde şehit olanlara rahmet dileyerek sözlerine başlayan Fenerbahçe Spor Kulübü Eski Başkanı Aziz Yıldırım, "Bir yandan Cumhurbaşkanının önderliğinde, Milli Güvenlik Kurulu'nda alınan kararlar doğrultusunda güvenlik güçleri, yargı teşkilatı mensupları başta olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlar FETÖ/PDY örgütü ile mücadele ederken öbür yandan FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisaklı olmaları nedeniyle emniyet ve yargı teşkilatından ihraç edilen kişilerce hazırlanan fezlekeler, iddianameler ve usulsüz kararlar yüzünden bir kez daha huzurunuzdayız. Neredeyse 10 yılı bulan bu sürecin halen sonuçlandırılmamış olması vatandaş olarak adil yargılanma hakkımızı ihlal etmektedir. Bu durumu adalet kavramıyla açıklamak ne yazık ki mümkün değildir. İlk ifadelerimde söylediğim gibi bu dava sadece kendi başına Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe davası değildir. Bu dava şike davası değildir. FETÖ terör örgütünün devleti ele geçirme projesinin ve düşüncesinin bir parçasıdır. Bu dava böyle görülmelidir" dedi.
"İddianamenin hukuk metni olarak kabulü mümkün değildir"
İddianameye ilişkin konuşan Yıldırım, "Yargılanmamıza dayanak gösterilen iddianame şekli olarak bir hukuk metni olarak kabul edilse de gerçek anlamda bir hukuk metni olarak kabulü mümkün değildir. Zira bu metnin hukuki bir metin olabilmesi için öncelikle bir Cumhuriyet Savcısı tarafından düzenlenmiş olması gerekmektedir. Mahkemenizdeki davanın iddianamesi, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun Genel Kurulu'nda ihraç edilen ve firari durumda olan Mehmet Berk isimli kişi tarafından hazırlanmıştır. Hakkımızda yürütülen kumpas sürecini kısaca özetlersek 03 Temmuz 2011 günü gözaltına alındıktan sonra 09 Aralık 2011 günü hakkımızda iddianame düzenlendi ve suç örgütü kurma, yönetme, dolandırıcılık yapma, şike yapma, teşvik primi verme suçlarından yaklaşık 156 yılla cezalandırılmam talep edildi. Henüz ifade bile vermemişken hastane raporlarına adresim Metris Cezaevi olarak yazıldı. Emniyet Müdürü tarafından 19 maçta şike yapıldığının tespit edildiğine dair kamuoyuna açıklama yapıldı. Tüm bunların birer örgüt propagandası olduğu, bu işlemleri yapanların FETÖ/PDY terör örgütüyle iltisaklı olduğu yargı kararlarıyla ortaya çıkmıştır" diye belirtti.
"Bir kumpas olduğu devlet kayıtlarına geçmiştir"
Kendilerinin dinlemeye alındığını belirten sanık Yıldırım, "14 Nisan 2011 tarihinde yürürlüğe giren 6222 sayılı yasa öncesi şike/teşvik suçu diye bir suç henüz yokken 17 Şubat 2011 tarihinde şike ve teşvik suçu işlemek için örgüt kurduğumuz iddia edilerek ben ve arkadaşlarımı dinlemeye aldılar. Polis ve savcı, "Aziz Yıldırım ve arkadaşlarını dinleyelim nasılsa bir şey uydururuz" anlayışıyla hareket ettiler. Daha soruşturmanın en başında sonu belli olan bir yargılamanın hedefi haline getirilmiştik. Mahkemenizde görülmekte olan dava dosyasının FETÖ/PDY tarafından üretilen bir kumpas olduğu devlet kayıtlarına geçmiştir" diyerek beraatini talep etti.
Duruşmada söz alan diğer sanıklar ve avukatları ise, Yargıtay'ın bozma ilamına uyulup uyulmamasına ilişki, "Takdir mahkemenindir" dediler.
"Biz yapmadık Trabzon yaptı"
Duruşmada Trabzonspor vekilinin bazı sanıkların itirafçı beyanları olduğuna ilişkin sözleri üzerine tartışma çıktı. Trabzonspor vekilinin sözleri üzerine konuşan Aziz Yıldırım, "Aynı FETÖ'cüler gibi konuşuyor. Tapelerden söz ediyor. Avukatlarımız bize tapelerin delil olmayacağını söylediler, buna rağmen biz konuştuk. Biz yapmadık. Bizim kimseden korkumuz yok, biz yapsak söylerdik. Trabzon yaptı" dedi. Yıldırım'ın ardından söz alan Fenerbahçe Spor Kulübü avukatı ise, "Hain FETÖ kumpası sonucu maddi-manevi zarara uğradık. Ne acı ki bu zarara iştirak eden kulüpler de var. Tüm Fenerbahçe yöneticilerinin beraatini talep ederiz" dedi. Fenerbahçe A.Ş. avukatı ise İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen "futbolda şike kumpası" davasının dosyasının getirilerek, kumpas olgusunun tespit edilmesini istedi.
Yargıtay'ın bozma kararına uyulmasına karar veren mahkeme heyeti, sanıklar Aziz Yıldırım, İlhan Yüksel Ekşioğlu, Abdullah Başak, Ahmet Çelebi ve Selim Kımıl'ın dosyasının ayrılmasına karar verdi. İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki "futbolda şike kumpası" davasının dosyasını isteyen mahkeme, duruşmayı 6 Kasım 2020'ye erteledi.
Davanın geçmişi
Özel yetkili Cumhuriyet Savcısı FETÖ firarisi Zekeriya Öz'ün talimatı ile Fenerbahçe Spor Kulübü Eski Başkanı Aziz Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişiye ilişkin 3 Temmuz 2011'de "futbolda şike" soruşturması başlatılmıştı. Soruşturma kapsamında, 1. Lig ve Süper Lig'de 2010-2011 sezonundaki maçlarda şike faaliyetlerinin gerçekleştirildiği iddia edilmiş ve çok sayıda kişi gözaltına alınmıştı.
Aziz Yıldırım, 2 Temmuz 2012'de mahkemece, "spor müsabakalarının sonucunu etkilemek amacıyla Türkiye Profesyonel Süper Ligi'nde şike ve teşvik primi suçlarını işlemek suretiyle suç örgütü kurup yönettiği" gerekçesiyle 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Yargıtay 5'inci Ceza Dairesi, İstanbul 16'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nin 85 sanık ile ilgili verdiği kararın temyiz incelemesini tamamlayarak 17 Ocak 2014'te Aziz Yıldırım ve Olgun Peker hakkındaki cezaları onamıştı.
Özel yetkili savcılık ve mahkemelerin kaldırılması, "futbolda şike" soruşturma ve kovuşturmasını yürüten hakimler, savcılar ve polis görevlilerine FETÖ nedeniyle soruşturmalar açılması nedeniyle Aziz Yıldırım, kendisine ve kulübüne kumpas kurulduğu iddiasıyla İstanbul 18'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne 21 Nisan 2014'te başvurmuş, yeniden yargılanma yapılması ve infazın ertelenmesini talep etmişti.
İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi yeniden yapılan yargılamada, Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 36 sanık hakkında beraat kararı vermişti. Yargıtay 5'nci Ağır Ceza Dairesi, 2 Ocak 2020 tarihinde Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 36 sanığın beraat kararını usul eksikliği sebebiyle bozmuştu.
Kaynak: IHA
HABERE YORUM KAT