CHP’den SADAT Önergesi: “Kamu Kurumlarıyla İlişkileri Açıklığa Kavuşmalı”

CHP’den SADAT Önergesi: “Kamu Kurumlarıyla İlişkileri Açıklığa Kavuşmalı”

Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç, SADAT’ın faaliyetlerinin araştırılması ve seçim güvenliğini sağlayacak önlemlerin belirlenmesi için TBMM’de araştırma komisyonu kurulmasını istedi. Araştırma önergesinin gerekçesinde, “Suriye’deki iç savaş ve iç karışıklık sürecinde ve bu ülkeden Türkiye’ye yaşanan sığınmacı akınında büyük rol oynadığı belirtilen bu şirketle, Türkiye

Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç, SADAT’ın faaliyetlerinin araştırılması ve seçim güvenliğini sağlayacak önlemlerin belirlenmesi için TBMM’de araştırma komisyonu kurulmasını istedi. Araştırma önergesinin gerekçesinde, “Suriye’deki iç savaş ve iç karışıklık sürecinde ve bu ülkeden Türkiye’ye yaşanan sığınmacı akınında büyük rol oynadığı belirtilen bu şirketle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, Cumhurbaşkanlığı’nın, Genelkurmay Başkanlığı’nın, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı’nın ne gibi ilişkileri olduğunun açıklığa kavuşması ve kamuoyunun bu konuda aydınlatılması şarttır” ifadeleri kullanıldı.

CHP Grup Başkanvekilleri imzasıyla TBMM Başkanlığı’na sunulan araştırma önergesinde, SADAT’ın faaliyetlerinin araştırılması ve seçim güvenliğini sağlayacak önlemlerin belirlenmesi için TBMM’de araştırma komisyonu kurulması talep edildi. Önergenin gerekçesinde, “SADAT Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. ismiyle Türk Ticaret Kanunu’na göre kurulmuş olan şirketin ana sözleşmesi 2012 yılında tescil edilmiştir. Şirketin ana sözleşmesinde, şirketin amacı, ‘Uluslararası alanda savunma danışmanlığı, güvenlik güçlerinin organizasyonu, güvenlik güçlerinin eğitimi, güvenlik güçlerinin ihtiyaç duyacağı kıyafet ve yiyeceklerin ilgili ülke, Türkiye ve üçüncü ülkelerden üretimi, alış-satış, tedarik ve temini için ihaleler açmak, ihalelere girmek, teklifler vermek, teklifler almak, ithalat ve ihracat yapmak’ olarak ifade edilmektedir. Şirket, ana sözleşmesine göre her nevi av silahı, ateşli ve ışınlı silah ve bu silahlara ait mermi ve fişeklerin ve bu amaca uygun her türlü hizmet ve malzemenin temini, toptan ve perakende alım satımını, ithalat ve ihracatını pazarlayabilmekte, eğitimini verebilmekte, açık ve kapalı özel atış poligonları yapıp, işletebilmekte, MKE bayiliği alabilmekte, silah parçaları alıp satabilmekte, uluslararası alanda taşeronluk yapabilmektedir” denildi. Gerekçede, şunlar kaydedildi:

SADAT’IN İSTEĞİYLE SİLAHLI KUVVETLER YAPILANDIRILDI

“SADAT’ın keskin nişancılık, gayrı nizami harp, meskun mahal operasyonları, tank avcılığı eğitimleri verdiği belirtilmekte ancak SADAT’ın bu eğitimleri Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, Milli İstihbarat Teşkilat Başkanlığı’na, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne verip vermediği, yurtdışında hangi ülkelerde eğitimler verdiği konusunda bilgi bulunmamaktadır. Bir paramiliter kuruluş olarak değerlendirilen SADAT, sabotaj, baskın, pusu kurma, suikast ve tedhiş alanlarında da eğitim vermektedir. Şirketin en büyük hisse sahibi olan ve bir zamanlar Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı görevini de üstlenen Adnan Tanrıverdi’nin 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Silahlı Kuvvetler’in yeniden yapılandırılmasına ilişkin tüm önerilerinin hayata geçtiğine yönelik sözleri hafızalardadır. Askeri yargının kaldırılmasından, Yüksek Askeri Şura’nın yapısına, Jandarma Genel Komutanlığı’nın İçişleri Bakanlığı’na bağlanmasından askeri okulların yapısına kadar SADAT Şirketi’nin isteğiyle bir dizi değişiklik yapıldığı anlaşılmaktadır.

İLİŞKİLERİ AÇIĞA ÇIKARILMALI

Ayrıca Tanrıverdi’nin, başkenti İstanbul, resmi dili Arapça olan İslam Ülkeleri Konfederasyonu Anayasası’nın yazım çalışmalarında da bulunmuş bir eski tuğgeneral olduğunun unutulmaması gerekmektedir. Çok köklü bir devlet ve ordu geleneği bulunan ülkemizin, askeri anlamda hedeflerinin bir paramiliter şirketin amaçları istikametine sokulması gibi bir hataya tevessül edildiği ileri sürülmektedir. Suriye’deki iç savaş ve iç karışıklık sürecinde ve bu ülkeden Türkiye’ye yaşanan sığınmacı akınında büyük rol oynadığı belirtilen bu şirketle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, Cumhurbaşkanlığı’nın, Genelkurmay Başkanlığı’nın, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı’nın ne gibi ilişkileri olduğunun açıklığa kavuşması ve kamuoyunun bu konuda aydınlatılması şarttır. İktidar partisi tarafından Türkiye’deki tüm olumsuzlukların sebebi olarak dış güçler gösterilmektedir. İktidar partisi yürüttüğü korku siyasetinin bir parçası olarak iç kamuoyuna yönelik ortaya attığı dış güçler paranoyasını her daim diri tutmaya çalışmaktadır. İktidar partisinin yaymaya çalıştığı bu söyleme uygun bir yapı olarak çalışma alanları ve verdikleri hizmetler dikkate alındığında dış güçlerin Türkiye içinde başvurabilecekleri yapı olarak akla ilk SADAT gelmektedir.”


Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.