ÇEVİKÖZ'ÜN, ŞUŞA BEYANNAMESİ’NE İLİŞKİN KONUŞMASI
CHP İstanbul Milletvekili ve Dışişleri Komisyonu CHP Grup Sözcüsü Ünal Çeviköz’ün, TBMM Dışişleri Komisyonunda görüşülen Şuşa Beyannamesi’ne ilişkin konuşması şöyle: Sayın Başkan, çok teşekkür ederim.Sayın Bakan Yardımcısına verdiği bilgiler için çok teşekkür ediyorum. Millî
CHP İstanbul Milletvekili ve Dışişleri Komisyonu CHP Grup Sözcüsü Ünal Çeviköz’ün, TBMM Dışişleri Komisyonunda görüşülen Şuşa Beyannamesi’ne ilişkin konuşması şöyle:
Sayın Başkan, çok teşekkür ederim.
Sayın Bakan Yardımcısına verdiği bilgiler için çok teşekkür ediyorum. Millî Savunma Bakanlığımızın yetkililerini ve Dışişleri Bakanlığının yetkililerini de hoş geldiniz diyerek saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, Sayın Başkan; bugün çok önemli bir gün, tarihi itibarıyla önemli bir gün; bugün 3 Şubat, bugün, Azeri petrolünü Türkiye ve dünya pazarına ulaştıracak Bakü-Tiflis-Ceyhan Projesi'yle ilgili, kredi ve boru hattı geçişinde ev sahipliğiyle ilgili son anlaşmaların Bakü'de imzalanmasının 18'inci yıl dönümü, biliyorsunuz ondan bir sene sonra da Bakü-Ceyhan Boru Hattı petrol akıtmaya başladı. Onun için Şuşa Beyannamesi'nin bugün Komisyonumuza gelmesi hakikaten tarihî bakımdan büyük bir önem taşıyor. Şuşa Beyannamesi, aslında, bir siyasi beyanname, içinde biliyorsunuz daha evvel Türkiye ile Azerbaycan arasında imzalanmış olan birkaç tane belgeye atıf var. Bunlardan bir tanesi, 9 Şubat 1994 tarihinde imzalanan Türkiye Cumhuriyeti ve Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Dostluk ve Çok Yönlü İşbirliğinin Geliştirilmesine İlişkin Anlaşma ve yine, aynı gün Türkiye Cumhuriyeti ve Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında İşbirliği ve Karşılıklı Yardımlaşma Protokolü, ayrıca, 16 Ağustos 2010 tarihinde imzalanan Türkiye Cumhuriyeti ve Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardım Anlaşması. Bu 3 belgeye zaten bu Şuşa Beyannamesi'nin girişinde yer veriliyor ve bu beyannamenin de bunlara dayanarak oluşturulduğu ve imzalandığı anlatılıyor. Bu beyanname de bu bahsettiğim 3 belgedekinden farklı bir şey yok. Dolayısıyla, aslında, daha evvel imzalanmış olan bu belgelerin teyidi, tekrarı ve güçlendirilmesi maksadıyla yapılmış bir siyasi beyanname; o bakımdan bunu böyle anlamak gerekir. Tabii, bunun içinde önemli birtakım atıflar var; özellikle 13 Ekim 1921 Kars Antlaşması'na iki tarafın sadık olduğunu bir kez daha vurgulamaları, Kafkasya'daki diğer komşularımız açısından da bir örnek teşkil etmelidir çünkü 1921 Kars Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan evvel Türkiye'nin doğu sınırlarının ve Kafkasya sınırlarının belirlenmesi açısından, ayrıca içindeki Nahçıvan'la ilgili ek protokol uyarınca da Nahçıvan'ın Türkiye tarafından bir tür garantörlük olarak yorumlanacak olan güvenliğini sağlaması açısından önemlidir; bu atıf fevkalade isabetli olmuş.
Ben, Bakü'de büyükelçi olarak görev yaptığım için merhum Haydar Aliyev'in Türkiye ile Nahçıvan arasındaki ilişkileri ne kadar önemsediğini çok iyi bilirim. Nahçıvan ile Azerbaycan karasının, daha doğrusu Azerbaycan topraklarının Nahçıvan'la birleştirilmesinin de onun için ne kadar önemli bir fikir olduğunu o dönemden hatırlatırım. Rahmetli Haydar Aliyev, hep derdi ki: "Bizim buradan -Zengezur Koridoru olarak metinde de o şekilde atıfta bulunulan- koridorun sağlanması yani Nahçıvan ile Azerbaycan'ın birleşmesi Türkiye ile Türk dünyasının birleşmesi anlamına gelecektir." Dolayısıyla, bu anlaşmada, bu beyannamede, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti'nin topraklarının birleştirilmesinin öne çıkartılması ve 9 Kasım 2020 tarihinde imzalanan Ateşkes Anlaşması'nın şartlarından biri olarak da bunun takibi, bence fevkalade isabetli olmuş. Tabii, buna paralel olarak Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki savaştan sonra imha edilmiş olan Kars-Nahçıvan demir yolunun Ermenistan toprakları üzerindeki bölümünün ve Nahçıvan'da olan bölümünün de yeniden imarı bu koridorun tamamlanması açısından büyük önem taşıyor. Bunların hepsi ileriye dönük olarak sadece bizim, Türkiye'nin Asya Kıtası'yla veya Doğu'yla ilişkileri açısından değil, aynı zamanda yine her iki devletin de önemsediği Türk devletleri teşkilatının bütünlüğü açısından da fevkalade büyük bir önem taşımaktadır.
Bu bakımdan, Şuşa Beyannamesi'ni olumlu bir belge olarak görüyoruz. Hem 3 Şubat Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı'nın son anlaşmalarının imzalanması olan 18'inci yıl dönümünde bu belgenin gündemimize gelmesini tekrar çok olumlu bulduğumu söylüyorum hem de merhum Haydar Aliyev'in ruhu şad olsun diyorum.
Çok teşekkür ederim.
HABERE YORUM KAT