BTP 8. Olağan İstanbul İl Kongresi Pullman Kongre Merkezi'nde yapıldı
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, “Bugün yaşadığımız ekonomik tablo planlı bir soygundur. Bunu ekonomik bir gerekçeye oturtmak cehaletten öteye hiçbir şey değildir.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, “Bugün yaşadığımız ekonomik tablo planlı bir soygundur. Bunu ekonomik bir gerekçeye oturtmak cehaletten öteye hiçbir şey değildir. Şu milletin cebindeki 100 lirası bir gecede 50 liraya düştü” dedi.
BTP 8. Olağan İstanbul İl Kongresi Pullman Kongre Merkezi'nde yapıldı. Fuat Şengül'ün yeniden il başkanı seçildiği kongreye çok sayıda siyasi partinin temsilcileri de katıldı.
Kongrede konuşan BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş şunları söyledi:
“AYASOFYA CAMİİ’NDE GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN ANISINA MEVLİT OKUTMA TALEBİMİZ REDDEDİLDİ: Yakın zaman önce bir başvuruda bulunduk. Ayasofya Camii Kebiri'nde Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün anısına, ruhuna bir mevlit okutma talebinde bulunduk ve bu yetkililer tarafından reddedildi. Öyle bir durumla karşı karşıyayız ki kıymetli dostlar, çıkıp da şunu da soramıyoruz; ‘Sen kimin mekanından kimi kovalıyorsun?’ Halbuki bu konu üzerinde düşündüm. En çok ona yakışmaz mıydı orada mevlit okunması? Biz bunu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatında da gördük. Ayasofya Camisi'nde 70 bin hemşerinin katıldığı bir mevlit organize ediyor Peygamber Efendimizin anısına. Yani orada mevlit okutma adetini başlayan da başlatan da Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
SAFSATADAN İBARET, FAKİRLEŞTİRMEYE YÖNELİK BİR POLİTİKA İZLİYORLAR: Hükümet yetkilileri Japon yeni örneği vererek doların 13 lira olmasını adeta aklamaya çalışıyorlar. 6 ay önce IBAN yoluyla cebinizdeki paraları alırlardı şimdi iki çift laf ediyorlar, döviz alıyorlar cebinizdeki parayı bu şekilde iç ediyorlar. Buna da "Ekonomik Kurtuluş Savaşı" diyorlar. Hedeflerinde ve planlarında ihracatı yükseltip cari açığı kapatmak olduğunu ben daha önce söylemiştim. Bunlar bunu o zaman dillendirmiyorlardı. Şimdi hepsi "Bakın göreceksiniz cari açığımız kapanacak, ihracat artacak" diyor. Bakın bu kırmızı kaplı kitap Milli Ekonomi Modeli'nde ne yazıyor? Bu kitapta, "Ülkeler ihracatlarını artırarak cari açıklarını düşüreceklerini sanırlar, halbuki yabancı sermayenin ihracatı ülkenin cari açığına hiçbir katkı sağlamaz" yazıyor. Bugün baktığınızda ülkemizin en ciddi ihraç kalemi nedir? Otomobil. Otomobil bizim bütün parçalarını, teknolojisini ithal ettiğimiz daha sonra çıkıp ihraç ettiğimiz üründür. Daha sonra bir de araba ithal ediyoruz. Bunu şuna benzetiyorum; Arog filminde Arif, "Ceku çocuğumuzu Gora'da dünyaya getirelim oradan bir daha dünyaya mı getirelim" diyor ya... Biz de malı önce yolluyoruz sonra geri getiriyoruz. Bunun gibi bir şey. Yani ekonomik anlamda tamamen safsatadan, saçmalıktan ibaret ve sizleri bizleri fakirleştirmeye yönelik bir politika izliyorlar. Bakın her şeyimiz özelleştirildi, şeker fabrikalarımız, devletin kurduğu bankalar, kağıt fabrikalarımız, çimento fabrikalarımız, madenlerimiz her şeyimiz özelleştirildi. Şimdi ben yetkililere soruyorum; sen bu ASELSAN'ı özelleştirir misin, TUSAŞ'ı özelleştirir misin, Niye benim bu kadar kıymetli servetimi özelleştiriyorsun?
A HABER YAYIN YAPABİLSİN DİYE DEVLETİN BÜTÜN İMKANLARINI SEFERBER EDİYORSUN: Bugün sen A Haber yayın yapabilsin diye devletin bütün imkanlarını seferber ediyorsun. Benim çiftçim üretim yapabilsin diye niye imkanlarını seferber etmiyorsun? Bir yayın organı 750 milyon dolar banka kredisi aldı ve başka bir yayın organını satın aldı. Şimdi ben buradan söylüyorum, ben yarın Ziraat Bankası'na gideceğim 750 milyon dolar kredi isteyeceğim, Baykar Holding'in SİHA yaptığı fabrikaya talibim. Oradan ben krediyi alacağım... O fabrikayı bana ver! Sen 50 milyon dolara Tank-Palet Fabrikası'nı Katar'a satmadın mı? Yerdeki savaş malzemesi havadaki savaş malzemesinden daha mı kıymetsizdi? Ben de kredimi istiyorum, Baykar Holding'e talibim arkadaşlar. Sen A Haber'in bir saniye yayını kesilmesin diye her şeyi seferber et, bütün reklamları devletin kurumlarından olsun ama benim çiftçim üretebilmek için anası ağlasın. Böyle bir politika olabilir mi?
MADEM FAİZ HARAM DEVLET BANKALARINDAN VATANDAŞA FAİZSİZ KREDİ VERİN: Yetkililer faizin haram olduğunu yeni öğrenmiş. 20 senedir sanki ülkeyi ben yönetiyorum, sanki televizyonlara çıkıp, "Çocuğuma krediyle gemicik aldım" diye ben diyorum... Bugün de çıkmışlar, "Faiz haram" diyorlar. E günaydın arkadaşım. Haydi delikanlıysan, hodri meydan diyorum; Vakıfbank, Ziraat Bankası, Halk Bankası devletimizin bankaları. Halkbank'ın önünde, "Önce halkız sonra banka" yazıyor. Sen bu bankalarla benim çiftçime, asgari ücretlime, işçime, esnafıma sıfır faizle kredi ver. Elinden tutan mı var? Bu bankalar 750 milyon dolar krediyi elin oğluna verip parasını geri almazken iyi, bir tane ünlünün "10 milyon lira kumar borcunu kredilendirip yardım ettik" derken iyi ama vatandaşa gelince yüzde bilmem kaç faizle şunu alacaksın... Yahu elinden tutan yok hükümet senin, kimsenin lafını dinlediğin de yok, şu millete faizsiz krediyi ver.
ÖYLE KANDIRMACANIN İÇİNDEYİZ Kİ UYUTULUYORUZ: Enflasyon yüzde 19 ama yeniden değerleme oranı yüzde 36. Ben Mersin programında, "Sayın Cumhurbaşkanı TÜİK enflasyonu yüzde 19 açıklıyor o zaman yeniden değerleme oranını yüzde 19'un üzerinde açıklamayacaksın, anlaştık mı?" dedim. Ben anlaştığımızı varsayıyordum. Bugün açıklamışlar yüzde 36. Yani öyle kandırmacanın içindeyiz ki uyutuluyoruz.
BUGÜN YAŞADIĞIMIZ EKONOMİK TABLO PLANLI BİR SOYGUNDUR: Bugün yaşadığımız ekonomik tablo planlı bir soygundur. Bunu ekonomik bir gerekçeye oturtmak cehaletten öteye hiçbir şey değildir. Şu milletin cebindeki 100 lirası bir gecede 50 liraya düştü. Evinize bir hırsız girse cebinizdeki 50 liranızı alıp gitse emniyeti ayağa kaldırırsınız. Bundan 1 hafta önce 1 gecede yüzde 50 fakirleştik ve buna Ekonomik Kurtuluş Savaşı diyorlar. Herhalde bu kurtuluşu bu millete karşı yapıyorlar.
BAE İLE OTURUP KALKARSAN DOĞU AKDENİZ'İ KAYBEDERSİN: Şimdi Birleşik Arap Emirlikleri'nden (BAE) bir tanesi geldi, davul zurnayla karşılandılar. Düne kadar neler söylendiğini bütün basında çarşaf çarşaf gördünüz. Ben size farklı bir bakış açısıyla bir şey söyleyeceğim. Bu Türkiye'nin dış politikasını ilgilendiren bir husus. Sen BAE ile oturup kalkarsan Doğu Akdeniz'i kaybedersin. Ama sen Suriye ile Esad ile oturursan, Mısır ile oturursan Doğu Akdeniz'i kazanırsın. Şimdi bu vatanın ihtiyacı olan bu BAE'den gelecek 10 milyar dolar mı, yoksa benim hakkım olan Doğu Akdeniz mi? Sen buna dış politika mı diyorsun?”
HABERE YORUM KAT