Belediye başkanlarıyla muhteşem zevatları..!
Bu konuyu daha önce yazmıştım ama bir kez daha vurgulama gereği duyuyorum. Çünkü işin tadı iyice kaçtı. Heleki önümüzde bir yerel seçim olması nedeniyle daha da abartılıp, çorbanın suyuna su katanlar var.
İçimden bazan “bazı belediye başkanları için artist misin kardeşim” demek geliyor. Çünkü insanlar işi gücü bir yana bırakmış, Hollywood yıldızlarını parlatır gibi belediye başkanlarını yağlayıp ballıyor, dünyanın en iyi iş yapan, çalışkan, iş bitirici, muhteşem biri diye milletin gözünün içine sokmaya çalışıyorlar.
Kardeşim zaten yapacağınız iş belli, tuttuğunuz iş de belli. Her şeyin yolu yordamı, her işin bir erbabı var. Farklı bir şey yapsanız tamam ama o da yok.. Eeeee! O zaman bu kadar abartma da neyin nesi. Sanki uzaya roket fırlatıyorsunuz da milletin haberi yok. Varsa yoksa laf..!
Vallahi öyle başkanlar tanıyorum ki halka ne söylediklerini, ne söyleyeceklerini bırakın, bakışlarından ne düşündüklerini bile anlamaya başladım artık. Mükerrer spor yani..
Ama işin garibi insanlar da sanki böyle davrananlardan hoşlanıyor gibi etrafında pervane oluyorlar. Bazan düşünüyorum bu insanların hiç mi işi gücü yok diye. Yani maaşa bağlasan bu kadar olmaz..!
Bir de işin başka bir boyutu var, o da basınla ilişkiler.. Bazılarının basınla diyaloğu falan yok. Her şey tek taraflı. Çünkü eyvallahları yok. Sanki birer gazete merkezi olmuş gibiler. Gazeteye benzeyen dergi yayınlayanı mı istersin, bülten çıkaranı mı istersin ne ararsan var. Televizyonu olan da var, tuğla gibi kitap ve edebiyat dergisi yayınlayan da..
Güzel, tamam, halka ulaşmanın yollarından biri de basın yayın araçlarını kullanmaktır tabiki. Ama içerik önemli kardeşim içerik.. Bunlar halka bilgi vermiyor ki.. Boş reklam, boşyere israf hepsi.. Bunları yapacağınıza gerçek gazetelere ilan verin, haberlerinizi oralarda yayınlatın, destek çıkın.. Basın daha güçlü, daha bağımsız olsun..
Ama maalesef öyle yapmıyorlar ve kendin pişir kendin ye işi daha çok hoşlarına gidiyor. Çünkü eleştirilmekten hoşlanmıyorlar. Bunların basın bürolarında çalışan emekçi kardeşlerimiz de işlerini iyi yapma uğruna başkanlarının sağdan soldan, önden arkadan, birine sarılırken, ötekini öperken, gülerken, ağlarken fotoğraflarını çekp, iki satır yazıyla servis yapıp duruyorlar. Hem kendi yayın organlarında yayınlıyor hem de bağımlı-bağımsız basın kuruluşlarına gönderiyorlar.
Onların bakış açısıyla çekilen fotoğraf, onların bilgi ve aklıyla yazılan haber metinleriyle yayınlansın istiyorlar.. Yani onlar ne derlerse o.. Eğrisi yanlışı yok, doğru doğru dosdoğru, başkana hoş görünen yazılar..
Sonuç, hikaye..!
Dört beş yılda bir toplantı yapar kaş göz boyamaya kalkarlar.. Biri çıkar “basına gereken ilgiyi göstereceğiz” der, öteki çıkar “gazetecilerin haklarını savunacağız” der, bir başkası “basın memleketin olmazsa olması, halkın gözü kulağı” der, ama gazeteciliği belediyeler yapar. Ne oldu göz, kulak..!
Haa! Bir de belediyelerin basın bürolarına doldurulan eş dost yakını, akraba, hemşeri çocukları var. Vallahi bazı belediyelerin bazı toplantılarında görüyorum, öyle kalabalık takip ediyorlar ki, başkanı hangisi hangi taraftan görüntüleyeceğini şaşırıp, bazan kargaşada birbirlerine çarpıyorlar..
Gerçek gazeteciler mi, onların kim olduğunu bilen bile yok.. Çünkü bu tür başkanların basın danışmanları da tenezzül edip gazete bürolarına bir çay içmeye bile gitmiyor. “Biz bize yeteriz, kendimiz çalarız kendimiz oynarız” diyorlar..
Eh, ben de alsam o kadar maaşı kimseyi takmam tabi.. Hele bir de başkan akraba ya da hemşeriyse, gel keyfim gel..!
HABERE YORUM KAT